30 yılı aşkın bir süre evin sığınağında gizlenerek sürdürülmüş bir yaşam öyküsü. İspanya iç savaşının görünmeyen bir başka yüzünü gösteren, hızlı başlayan ama gittikçe yavaşlayan bu filmde 30 yıl evinin duvarının ardında bir sığınakta eşinin yardımıyla sürdürülen yaşam gerçek bir hikaye değil de bir metafor olsaydı üzerine çok daha fazla yorum yapılabilirdi. Çünkü “gün ışığı” görmeden bir deliğin ardına kapanmak -üstelik devletin resmi hapisanesinde değil- kişiye bir ruh hali, bir yaşam tarzı edindirir. Faşizm her zaman insanı kendi resmi hapisanesine kapatmaz, faşizm saldığı korkuyla insana kendi hapisanesini kendisi inşa ettirir. Faşizm koşullarında öldürülme, işkence, tutuklanma korkusunun nelere kadir olduğudur söz konusu olan.
Gerilimiyle terleten, dramıyla hüzünlendiren bir film oldu. Acı dolu bir hikâye (ki bir kurgu değil, onlarca böyle yaşanmış olay varmış, gerçekten çok acı). Sizi insanlık, yaşam, acizlik, mecburiyet, çaresizlik üzerine derin düşüncelere sevk edebilecek bir film. Sevişme sahneleri gereksiz fazlacaydı bence. Toplamına baktığımdaysa tavsiye ettiğimi söyleyebilirim.