Filmin konusunu okuyunca elim ayağım titremişti hemen ilk fırsatta izlemek istedim. Çünkü konu tam benlik. Çekildiğim insanların öyküsü. Harika bir filmdi. Süresi biraz daha kısa tutulsa daha iyi olabilirmiş sanki.
Filmi izlerken Charles Bukowski ve Jack London geldi aklıma sık sık. Sanki onların bir öyküsünü izler gibiydim.
''Bu yaz serserilik edelim. Kimseden korkmayacağımız yerlerde.''
Hayatla başı dertte olan tüm kaybedenlere 1938 yılından Albany, New York topraklarından selam olsun...
Yorumlar
Dirty Old Man
osman gündoğdu
Jack Nicholson, Meryl Streep ve Tom Waits oyunculukları oldukça gerçekçiydi.Son derece başarılı bir film.
Murakus
Jack Nicholson, Meryl Streep, Tom Waits oyunculukları çok etkileyiciydi. Özellik ile Meryl Streep çok başarılı buldum bu filmde. Pek filmlerine rast gelmiyorum. Puanının üstünde bir evsizleri konu alan Drama yapımı. Vay be ! Onlar evsizken bile, birbirlerine kin kusmadan eğlenebiliyorlar bir nevi mutlulardı, şimdiki zamanda evde kadının çayı eksik olsun azımıza bırakırlar. Bu günümü güzel yapan drama filmi için teşekkür ederim.
Roza77 (Ziyaretçi)
Ah ne muhtesem - ne muhtesem... cok tesekkurler... Mukemmel oyunculuk.... Doyumsuz bir keyif. @admin Keske Yonetmen Hector Babenco'nun baska filmlerini de yukleseniz ve bize yeniden izleme imkeni saglasaniz. Ornegin Manuel Pui romanindan sinemeye aktardigi essiz filmi "ORUMCEK KADININ OPUCUGU" - "Pixote" - "Tanrilarla Konusmalar" gibi gibi gibi... Tekrar emeginize saglik - cok tesekkurler...
Nuri Bilek
Filmin başında Tom Waits, Jack Nicholson'a bakar ve 'Hayatımda ilk defa bir şey oldum. Doktor kanser olduğumu söyledi' der.
İnsanoğlu organizma olarak varlığını devam ettirmeye ve yaşamaya çalışır, ama beyni duygularının ve hatıralarının hamallığını yapar. Güzel hatıralar ve deneyimlerin etkileri genelde hafif olur ve fazla yer kaplamazlar, hatta buharlaşıp giderler. Size kalan ve yüklendikleriniz, kötü hatıralar ve yaşanan acılardır. Yıllar boyu onları taşırken yanına yenilerini de eklersiniz, size kendilerini ölüme kadar taşıtırlar. Bu yüzden insanoğlu hayatı boyunca bir ikilem içindedir. Vücudu bir makina gibi işlemeye çalışıp ölüme direnirken, insan ruhu da giderek ölüme doğru kendini yakınlaştırır. Yaşarken ölmek denen şey belki de taşıdıklarınızın artık size çok ağır gelmeye başlaması durumudur.
İşte Ironweed de yaşarken ölmüş insanları, yani kaybedenleri anlatır. Üstelik Büyük Buhran dönemindeki Amerika'da kısa zamanda ölmek belki de en büyük kurtuluştur.
Meryl Streep, Jack Nicholson ve Tom Waits'in oynadığı bu filmi uzun bir zamandan sonra tekrar seyrettim. Seksenlerin sonunda seyredenler zaten çok iyi hatırlayacaklardır.
Bir filmde görebileceğiniz en lezzetli diyaloglara sahip bu güzel ve alçak gönüllü filmi iyi ki bir daha seyretmişim dedim. Sanırım seyrederken kendi yüklerinizin de farkına varacaksınız. Umarım taşıyamayacağınız kadar ağır değillerdir.
İyi seyirler. Puanım: 10/10
Jack nicholson oldu her film izlenir.