Yönetmen: | Sergei M. Eisenstein |
Senaryo: | Sergei M. Eisenstein Nikolay Aseev Sergey Tretyakov |
Ülke: | SSCB |
Tür: | Dram, Tarihi |
Vizyon Tarihi: | 24 Aralık 1925 |
Süre: | 75 dakika |
Nam-ı Diğer: | Battleship Potemkin, Battleship Potemkin, Potemkin, The Armored Cruiser Potemkin, The Battleship Potemkin |
Ödül: | 1 ödül. |
İstatistik: | 4.718 54 53 12 |
Rusya'nın ve Avrupa'nın en eski ve büyük film stüdyosu olan Mosfilm tarafından yapılan filmin yönetmeni Sergei Eisenstein'dır. Yönetmenin ikinci filmi olan Potemkin Zırhlısı konusunu Potemkin Zırhlısı Ayaklanması olarak bilinen gerçek bir olaydan almıştı. Filmde, 1905 senesinde Rusya'nın Karadeniz filosuna bağlı Savaş Gemisi Potemkin'de dayanılmaz yaşama şartlarından bezmiş mürettebatın Çar rejimine bağlı subaylara karşı başlattıkları bir ayaklanmanın sonunda gemiyi ele geçirmeleri ve sonrasında gelişen olaylar dramatize edilerek anlatılmıştır.
"Potemkin Zırhlısı Ayaklanması" 1917'de gerçekleşecek olan Ekim Devrimi'nin bir provası niteliğinde olduğu için film, 1925 senesinde Sovyet hükümeti tarafından bir devrim propagandası filmi olması için özellikle ısmarlandı. Ama Sergei Eisenstein bunun çok ötesine geçerek filmde kurgu (montaj) ile ilgili kuramlarının tamamını deneme fırsatı buldu. Ortaya sinemasal açıdan da devrimci bir film çıktı, artık sinemada kurgunun hayati bir önemi olduğu anlaşılmıştı.
Potemkin Zırhlısı tüm zamanların en etkileyici filmlerinden biridir ve 1958 senesinde Belçika'nın Brüksel şehrinde açılan Dünya Fuarında "bütün zamanların en büyük filmi" olarak ilan edilmişti.
Kasıtlı bir şekilde devrim propaganda filmi olarak çekilmiştir. Eisentein bu filmde montaj yeteneklerini de test etmiştir. Rus Devrimci film yapımcılarının okulu Kuleşov film yapımı okulu daha seyirciler üzerinde montaj tekniğini hazmetmeye çalışırken, Eisenstein filmdeki montajlarıyla seyirci üzerinde muhteşem bir duygusal düşünceler oluştumayı başarıp böylece çarlık rejimi altında ezilen insanlar için sempati oluşmasını (özellikle devrimci zırhlı gemi “Potemkin”) ve cani çarlık rejimi için de nefret beslenmesini sağlamıştır ve bu etkileme düzeni o kadar kusursuz kurulmuştur ki seyirci ister istemez bir sempati oluşturur.